Günlerden bir gün, Ahmet ve Elif, kahve içmek üzere bir kafede buluştular. İkisi de oldukça yoğun geçen bir haftanın ardından biraz soluklanmak istiyordu. Ahmet, üniversiteden yeni mezun olmuş ve bir yayınevinde editörlük yapıyordu. Elif ise bir öğretmen, aynı zamanda yazmayı seven bir yazardı. Birbirlerine sürekli kitaplardan, makalelerden, edebiyat dünyasından bahsediyorlar, ama bir şey vardı ki bugün ilk kez üzerine gerçekten düşüneceklerdi: Alıntı ve iktibas.
Alıntı ve İktibas: Nedir, Ne Değildir?
Ahmet, uzun zamandır kitaplar üzerine çalıştığı için edebiyatın derinliklerinde kaybolmuş bir insandı. Onun için alıntı yapmak, bir eserin içinde parlak bir cümleyi, etkileyici bir düşünceyi bulup, yeniden kullanmak demekti. Ama Elif, konuya biraz daha farklı bir açıdan yaklaşırdı.
“Yani, sadece bir cümleyi ya da bir bölümü almak değil mi?” diye sordu Ahmet, bir yudum kahve içerek.
Elif, gülümseyerek ona baktı. “Evet, ama bu alıntı yapmakla iktibas yapmanın farkını anlamalısın. Alıntı, bir kaynağa doğrudan atıfta bulunarak, o kaynağın metninden bir parça kullanmaktır. Ama iktibas, biraz daha geniş bir kavram. İktibas yapmak, bir düşünceyi, bir görüşü ya da bir argümanı, kaynağa atıfta bulunarak ama daha geniş bir şekilde kullanmak demektir.”
Ahmet biraz duraksadı, başını salladı. “Yani iktibas, alıntıdan biraz daha kapsamlı bir şey mi?”
Elif hafifçe gülümsedi. “Evet, aslında iktibas, alıntının ötesine geçer. Alıntı, metnin belirli bir kısmını aynen alırken; iktibas, o metnin özünü alıp, kendi cümlelerinle, kendi yorumlarınla kullanmak demektir.”
Ahmet’in Perspektifi: Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşım
Ahmet, her zaman çözüm odaklı bir düşünür. İşinde başarılı olmak için her detayı hesaplayan, her bilgiyi doğru şekilde kullanan biriydi. Alıntı ve iktibas konusunu öğrendikçe, aslında nasıl bir araç olduğunu fark etti. Alıntı, ona göre, doğru ve etkili bilgiye ulaşmanın bir yoluydu. Eğer bir metni yazıyorsa ve başka bir kaynaktan bilgi alıyorsa, o kaynağı kesinlikle belirtmeliydi. Bu, hem etik açıdan doğru bir hareketti, hem de yazısının güvenilirliğini artırıyordu.
“Demek ki, alıntı ve iktibas arasındaki farkı bilmek, yazının gücünü artıran önemli bir strateji. Bunu doğru şekilde kullanmak, bir metnin inandırıcılığını sağlar,” diye düşündü Ahmet.
Elif’in söylediklerine dikkatle kulak verdi. O, bir metnin içinde alıntı yaparken, kaynağını doğrudan belirtmenin, yazısının ne kadar değerli ve sağlam temellere dayandığını gösterdiğini fark etti. Ama Elif’in bahsettiği iktibas, onun düşünme biçimini bir adım daha ileriye taşıdı. İktibas, sadece bir cümle ya da paragrafı almak değil; bir fikri, bir bakış açısını doğru şekilde adapte ederek kullanmaktı.
Elif’in Perspektifi: Empatik ve İlişkisel Yaklaşım
Elif, Ahmet gibi stratejik düşünmezdi, ama yazmak onun için bir duygu, bir bağ kurmaktı. Alıntı ve iktibas yaparken, yazının derinliğine inmeyi, başkalarının düşüncelerini kendi düşüncelerine harmanlamayı severdi. Onun için alıntı, bir yazarın sesini dinlemek, onun kalbini anlamak gibiydi. Bir cümleyi alıp, o cümleyi kendi yazısına eklemek, bir başka insanın dünyasına adım atmak demekti.
“Alıntı yapmak, bir düşünceye saygı göstermek gibi. O düşüncenin, o cümlenin gücünü, derinliğini kabul etmek ve ona yer açmak. İktibas ise bu düşünceyi içselleştirmek, onu bir adım daha ileriye taşıyıp kendi dünyana dahil etmek demek,” dedi Elif. “Mesela, bir şairin ya da yazarın kelimelerini alıp, kendi düşüncenle birleştirmek; aslında onları biraz da kendi sesinle konuşmak gibidir.”
Elif için, iktibas, insanın başkalarının düşüncelerine saygı göstererek, onları kendi iç dünyasında anlamlı bir şekilde dönüştürmesiydi. Alıntılar, fikirlerin köprüleri gibiydi. Fakat iktibas, o köprüyü kullanarak yeni yollar inşa etmekti.
Sonuçta Ne Anlama Geliyor?
Ahmet ve Elif, gün boyunca alıntı ve iktibas arasındaki farkı, birbirlerinin perspektifleriyle birlikte tartışarak daha da derinlemesine anlamaya başladılar.
Ahmet, her şeyin stratejik ve çözüm odaklı bir yaklaşımı gerektirdiğini düşündü. Yazılı çalışmalarda doğru alıntılar yapmak, metnin güvenilirliğini sağlamak önemliydi. Elif ise, alıntı ve iktibasın duygusal bir anlam taşıdığını düşündü. Alıntı, bir düşünceyi kabul etmek, iktibas ise onu içselleştirmekti.
Bir alıntı, başkalarının düşüncelerine saygı göstermektir; ancak iktibas, bu düşünceleri sahiplenmek, kendi dünyanda yeni bir şeyler yaratmaktır.
Peki ya siz? Alıntı ve iktibas arasındaki farkı nasıl yorumluyorsunuz? Yorumlarda, bu iki kavramla ilgili düşüncelerinizi paylaşarak bizimle sohbet edebilir misiniz?